Öfkenin Bu 3 Yüzünden Hangisi Sizde Var?

Öfkeye tutunmak, tıpkı yanan bir kömür parçasını çıplak elle kavramak gibidir. Sen tutup onu karşıdakine fırlatmak istersin, ancak asıl yanan sen olursun. Buddha –Buda

Öfke insanoğlunun, nedenini en çok yargıladığı ve ya sinir anında görmezden gelmeye ,bastırmaya çalıştığı bir duygudur. İnsanlar öfkeleriyle başa çıkamadıkları için, çoğu zaman vücut da bunla baş edebilmek amacıyla değişik, çözümler üretir. Öfke her zaman bilindiği gibi, sinirli davranışlarla kendini göstermez.çok farklı şekillerde kendini ifade etmenin yolunu bulur.

Öfke kendini 3 şekilde belli eder. Bunlardan birincisi, çabuk sinirlenen insan tipleridir. En ufak şeyden nem kapan, sabırsız, hemen patlayan insan tipleri. Hatta ‘volkan gibi patlamak’ deyimi de onlardan türemiştir. Bu kişilerle geçim zordur . genelde yalnız insanlardır. Yada birlikte oldukları kişiler tarafından bayağı bir temkinli yaklaşılan tiplerdir.

Bir diğeri ise öfekisni içe atan tiplerdir. Çoğunlukla iyi geçnilen, uysal tipli insanlar görünseler dahi asıl kıyametleri içinde kopanlardır. Bunlar tehlikelidir. Gerek öfkelerini dışarı kusup tepkilerini belli etmedikleri için, gerekse kendi vücutlarında ters olayalara mahal verebilecekleri için. Bu tip insanlar da zaten pek anlaşılır, geçimli insanlar değillerdir. Ve topluluklardan kaçan tiplerdir.

En sonuncusu ise ‘pasif agresif’ kişilikli tiplerdir. Yani öfkelenmemiş gibi görünüp , aslında bu öfkeyi kötü bir şekilde patlak verenlerdir. Bunlar , işte, tehlikeli tiplerdir. Yani sinsi oyunlar oynamak, birilerini kıskandıkları için değişik tepkiler vermek, başkasının arkasından bir şeyler çevirmek belirgin özelliklerindendir. Bu tip insanlar zaten zamanla kişilerin kendilerine olan inançlarını kaybetmelerine neden olur ve insanlar artık öyle tiplere güvenmemeye başlar.

Genel olarak öfkelenmek normadir. Bizler, hayal kırılığına uğradığımızda, moralimiz bozulduğunda, incitilip kırıldığımızda, saygızılığa ve ya haksızlığa uğradığımızda öfkeleniriz ve bunu sinirsel bir tepki olarak düşünürüz. Aslında bu tepki bizim içten içe yaşadığımız, temelde barınan duyguları harekete geçiren bir nevi tetikleyicidirler.

İşte öfkelendiğimizde vücutta meydana gelen değişiklikler:

-yüz kızarması

-kalp atışı hızlanması

-vücutta titreme

-değişik hareketlerde bulunma

-sinirlenme, bağırma

Duygusal olarak ise :

-kırgın

-gergin

-kontrolsüz hissetme durumları gerçekleşir.

Öfkeyi dışa vurmadığımızda ise:

-inkar veya kendini haklı çıkarma durumları,

-ellerin sürekli başta olması

-aşırı temizlik, yemek ve ya seks isteği

– kendini etraftakilerden soyutlama,

-öfkelendiren kişiden öc alma fantezileri kafamızdan geçer.

Duygusal olarak ise:

-kırgın

-korkmuş

-suçlu

-üzgün ve ya depresif hissederiz.

Öfkeyi pasif bir şekilde başkasına deil de kendi kendimize yansıttığımızda ise:

-diş gıcırdatma

-baş ağrısı

-karın ağrısı

-kalp çarpıntısı

-aşırı yeme içme seks isteği

-baş dönmesi

-olur olmaz yere ağlama hissi

Duygusal olarak ise:

-aptal

-kötü

-Suçlu

-kendinden nefret etme gibi durumlar yaşanılır.

Bunlar tamamen toplum kaynaklı olmakta. Yani biz bireylere, sinirlenen. Kızan, takan, ciddiye alan insan tiplerinin’ zayıf insanlar ‘olarak nitelendirildiği öğretildiğinden, öfkemizi de haliyle saçma sapan şekilde yaşıyoruz. Öfkelendiğimiz de asıl yapmamız gerekn birden parlamak ve ya sinsice şeyler düşünmek değil de, bize yapılanın ve ya söyleneni enine boyuna düşünmek, haklı haksız yanlarını sorgulamak, sonra karşıdakiyle iletişime geçmek olmalıdır.

Bu sayılanlardan öfkenin hangi yüzü olduğunu bulabildin mi? Cevap ‘hayır’ ise etrafındakilere sor. Onlar tanılamana daha iyi yardımcı olacaklardır.

Paylaşmak güzeldir
20

saglikpanosu.net sitesinde yayınlanan tüm yazıların hakları saklıdır. Yazıların tamamının veya bir kısmının www.saglikpanosu.net adresi tıklanabilir şekilde kaynak gösterilmeden herhangi bir yerde kullanılması yasaktır. Aksi durumlarda hukuki yollara başvurulur.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*