Kaygı ( Anksiyete ) Nedir? Sebepleri ve Baş Etme Yöntemleri

Kaygı(Anksiyete) Nedir? Sıkıntı, huzursuzluk,kötü bir şey olacak mı endişesi ve fiziksel belirtilerin de eşlik ettiği yoğun korku haline denir. “Üzüntü,korku, başarısızlık duygusu,sonuç bilememe, acizlik, yargılanma” heyecanlarından birini veya çoğunu içermektedir.

Korku hali olarak tanımlanan kaygının, korkuyla aralarında üç önemli fark vardır ;

Kaynak: “Ben kediden korkarım” da  olduğu gibi korkunun kaynağı bellidir,kaygının kaynağı belli değildir.

Şiddet: Korku, kaygıdan daha şiddetlidir.

Süre: Korku kısa sürer, kaygı ise daha uzun sürelidir.

Kaygılı insanda gözlenen bazı belirtiler de bulunmaktadır. “ Mide ağrısı, terleme, kalp çarpıntısı, titreme, aşırı tepkilerde bulunma,aniden sinirlenme, bağırsak hareketlerinde düzensizlik, gerginlik, titreme, sürekli yorgunluk, baş ve bel ağrısı “ gibi belirtiler bireyde uzun zamandır gözlemlenmiş ve günlük yaşamı etkiler hale gelmişse bir profesyonele danışmasında fayda vardır.

Kaygının Nedenleri

Hangi ortamın hangi tür kaygı yaratacağı kişiden kişiye ve kültürden kültüre göre farklı olabilir. Ancak bazı genellemeler yapmak mümkündür.

Desteğin Çekilmesi: Alışılagelmiş çevrenin ortadan kalktığı durumlarda insanlar kaygı duyabilir (şehir dışını kazanan bir öğrencinin aile ortamından uzaklaşması buna örnek olabilir)

Olumsuz Sonuç Beklentisi: Bizi etkileyen veya etkilenen duruma düşürecek  durumların “ kötü bir şey olacak “ düşüncesi içinde çerçevelenmesi kaygı yaratır.

İç Çelişki: İnandığımız ve önem verdiğimiz bir fikirle yaptığımız davranış arasında çelişki ortaya çıktığında kaygı türünde gerginlik duyarız.

Belirsizlik: Gelecekte ne olacağını bilememek insanlar için en başlı kaygı nedenlerinden biridir. Olumsuz türden olayların olacağını bilmek, ne olacağını bilmemeye yeğlenir.

İnsan hayatını tehdit eden olaylar karşısında doğal olarak hissedilen ve tehlikelerden korunmak için önlem alınmasını sağlayan doğal  bir duygu durumudur.  Rahatsızlık verici olan kaygı vücudumuzun alarm sistemini de aktif hale getirir. Kendimizi korumak için de önemlidir.

Günlük yaşantı içinde her birimiz zaman zaman kaygı hissedebiliriz. İlişki problemleri, kısıtlı zamanda yetiştirilmesi gereken acil işler, açıklanması beklenen sonuçlar ve sınavlar gibi örnek verilebilir. Böyle durumlarda kişinin dış çevreye uyumunu sağlayıcı tehlikelere karşı uyarıcı ve harekete geçirici bir işlevi vardır. Her insanın olayları algılayış biçimleri farklıdır. Bu nedenle kaygı çok hafif dereceden, panik derecesine kadar ulaşan bir yoğunluk içerir. Denetim dışına çıkan kaygılar da kaygı bozukluklarına yol açar ve profesyonel bir destek almak gerekir.

Başa Çıkma Yolları

Kişinin kendine fazla yüklenmesi olarak tabir edilen durum, hiçbir şey yapamadığımız ve her zaman takvimin gerisinde kaldığımız hissiyle bilinçli veya bilinçsiz üzerimizde bir baskı oluşturur. Endişeyi azaltmanın yolunun beklentilerimizi normal seviyede tutmaktan ve günü yaşamayı öğrenmekten geçmektedir.

Dört etkili metod bulunmuştur.

Gevşeme: Kısa bir kas-gevşeme egzersizi yapmak,diyaframdan yavaşça nefes alıp vermek bedensel ve zihinsel olarak rahatlamayı sağlar.

Dikkati Başka Yöne Çekme: Kaygılandığınıza dair belirtilerinize dikkati yöneltmekten kaçınırsanız kendiliğinden kaybolurlar. Onlar hakkında düşünmeyin, zihninizi başka şeylerle meşgul edin. Şarkı söylemek, şiir okumak, bulmaca çözmek veya bir şey onarmak gibi zihinsel ve fiziksel faaliyetler yardımcı olur.

Can Sıkıcı Duyguları Kontrol: Düşüncelerinizin sizi daha kötü yaptığını fark etmiş olabilirsiniz. Sizi daha kötü yapan başka düşünceler var mı? Varsa, bunları bir yere yazın ve onlarla yüzleşin. “ Bak tekrar oluyor” demek bile gerginliğe sebep olur. Fark edin ve düşüncelerinizi değiştirin. “ Her şey kötü gidiyor “ diye düşündüğünüzde gerçekten her şey mi kötü?  İyi giden bir şeyleri düşünebilirsiniz. Bakış açınızı olumlu yönde tutmaya bakın.

Kontrol Dışına Çıkan Duyguları Yönetme: Kaçınma ve özgüven kaybı kaygının en temel iki sonucudur.
Zor olarak gördüğünüz şeyler yerine, kendinize göre kolay olduğunu düşündüğünüz durumları çözümlemeye başlayın ve vazgeçmeyin. Adım adım mücadele etmelisiniz.

Net hedefler belirleyin.’ İş yerinden arkadaşlarımla görüşeceğim’ yerine ‘çarşamba günü görüşeceğim’ gibi net planlar oluşturun. Size yapılan davetleri kabul edin ve ertelemeyin.

Başarılarınızı küçümsemeyin ve kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın.

Yeterinde keyif aldığınızı düşündüğünüz şeylere zaman ayırın.

Sorunları büyütüp ulaşılamaz hale getirmeyin “ bu dayanılmaz” demek yerine” ben baş edebilirim “ demeyi deneyin.

Bu metodlar dışında kaygıya neden olan etmenleri belirleyin ve çözüm odaklı yaklaşın. Kontrolünüz dışında olan durumları nasıl yöneteceğinizi öğrenmelisiniz. Bu da diğer bir başa çıkma yoludur.

Kendinizi sevin..:)

Paylaşmak güzeldir
20

saglikpanosu.net sitesinde yayınlanan tüm yazıların hakları saklıdır. Yazıların tamamının veya bir kısmının www.saglikpanosu.net adresi tıklanabilir şekilde kaynak gösterilmeden herhangi bir yerde kullanılması yasaktır. Aksi durumlarda hukuki yollara başvurulur.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*